Batı müziği ile Arap,Hint,Türk Müziğindeki temel farklardan biri komalı seslerdir.Bu sesler batı müziğinin armonisine hakim kişilere ters gelir.
Bahsi geçmişken komalı sesler; 2 nota arasında bulunan seslere verilen isimdir. Arap, Hint, Türk Müziğinde çok belirgindir. Farkedilmese bile hayatın doğal akışında sürekli duyduğumuz seslerdir.Sabah Ezanında bile çok yoğun bir koma vardır.
Perdesiz enstrümanlarda ; alınabilen bu sesler (Perdesiz gitar, bas, kanun, keman, ud, klarnet, vb) yüzük diye tabir edilen bir aparat vasıtasıyla perdeli gitarlarda da alınabilmektedir. Gitar üstatlarından
Jeff Beck ‘ in bir Hint şarkısına yaptığı cover olan ” Nadia” adlı şarkısı buna güzel bir örnektir.
Bununla beraber Türk müziğine de blues armonilerini kaldıracak türkçe sözler bulmak gramer ve aksan olarak biraz ters geliyor.
Blues Müziğinin kökenini oluşturan altyapılar; uzun boruları olan organ diye adlandırılan piano ve koro eşliğinde ilahilerin okunduğu Gospel Müzik ve Afro-Amerikan Sentezi olup aslında başlı başına bir protest ruh ve anlayış barındırmaktadır; ve buna tepkiler gecikmez.
Daha sonra Blues Müziği içinde barındıran gamlar, akorlar ve notalar dizisi artık Kilise tarafından yasaklanır ve şeytanın müziği diye adlandırılır.
Blues gizli, saklı yapılır hale gelmiştir.Aslında baskılı zamanlarda en güzel eserlerin ortaya çıktığını unutmuştu kilise denilen mekanizma…
İkilemler, zorluklardır olguları doğuran icatları mucitlere yaptıran, müzisyenlere beste yapabilme katalizörünü sağlayan ; ücretsiz ve karşılıksızdır; Tutkudur bunun adı…
Tıpkı ülkemizdeki bazı değerlerde olduğu gibi…
Derken Yavuz Çetin çıkagelir…
Tam bir mucize…
Söz, teknik ve Tutkuyu bir araya getiren ; bana göre en iyi Türk blues gitaristi olan Yavuz’un En sevdiğim şarkısı uzun bitişli tutkulu, teknik ve duygulu ,tıpkı tattığım en uzun bitişli Viski gibi : Lagavulin 16 bir şarkı olsaydı ; Yavuz Çetin’den : Benimle uçmak ister misin ? olurdu.
Burundaki yoğun is; ritmi tamamlayan pedalla değiştirilmiş sakin solo ve metalik davul notalarını takip eden ufak Synthesizer dokunuşları ; damaktaki keskin karabiber ve yoğun bitter vuruşu ve tabiri caiz ise sıvama (en son Kosova köftecisinde yediğim köftenin damağı doldurması gibi) şarkının orta kısmındaki insanı çağıran şehvetli /tutkulu bir kadın misali lead solo ve groove tonlarda aksak üst perde bas gamları yoğun armoni…
Ve bitiş ; o kadar uzun kalıyor ki damakta ben buna sonsuzluk çağırışımı diyorum.
Orta solodan sonraki kısa vokalle gerçek darbe, efsane soloya hazırlık tam da boğazdan geçişi simgeliyor, bitişdeki sonsuzluk, amfinin sesinin kısılmasını ama müziği devamını simgeliyor ; şarkı biterken bile hala çalan Yavuz gibi…
Lagavulin bir şarkı olsaydı derdi ki ; gel benimle ol, unut bütün dertlerini rüzgar bizi bekler daha fazla vakit kaybetmeyelim…