Dikey Tadımların çıkış noktası ; aynı viski markasının aynı ekspresyonlarının yıllar itibariyle değişikliklerini gözetebilmek için yapılan bir gözetimdi. Bu yöntemin hep profesyonellik gerektirmesi hem yüksek maliyetli olması hem de zor bulunabilir olması; dikey tadımları yapabilecek olan kişi sayısını sınırlı sayıda kalmasına sebep oluyordu.
Daha sonraları dikey tadımların ; tanımı ve terminolojisinde bir kaç değişiklik yaşandı diyebiliriz.
Artık aynı markanın; farklı ekspresyonları arasında yapılan tadım organizasyonlarına da dikey tadım diyoruz.
Nasıl yatay tadımlarda farklı markaların ve / ve ya farklı türleri karşılaştırabiliyorsak ; Dikey tadımlarda aynı markanın farklı ekspresyon arasındaki inanılmaz farklılıkları gözlemliyebiliyoruz.Örnek olarak Skye Bölgesinin kült isli maltlarından Talisker 10 ile Talisker 18 ‘i dikey tadımını yaptığımız zaman ; Talisker 10 ile 18 için farklı dünyaların ürünü / mahsulü desek yanlış bir ifade kullanmış olmayız.
Talisker 10 yıllık ekspresyondaki yoğun is,iyot,turbalı toprak- yosun kokusu ve damağı , Talisker 18 de yerini seyreltilmiş ufak dokunuş haline bırakıyor.
Talisker 18 deki bu dokunuş ; Jimi Hendrix ‘ in Summertime ‘ daki ufak bir ritm solo riffi,Stu Hamm ‘ ın bas gitarla Beethoven’ ın Sonata 14 Moonlight Do Dİyez Minörü çalışı,Jonis Japlin’ in bir kaç saniyelik attığı yüksek oktav scream,Alman Senfonik Metal Grubu Haggard ‘ daki sarışın violacı bayanların kesik ritimleri, ; Pink Floyd ‘ un High Hopes ‘ undaki alt perde 20 li perde lead solonun en can alıcı kısmı gibi,Operayı sevmeyenleri bile hayran bırakan İtalyan Tenor Enrico Caruso ‘ nun Mi Par D’udir Ancora ‘ sı gibi, Hollandalı Metal Grubu Epica ‘ nın kızıl saçlı soprano vari vokali Simone Simons ‘ un Cry For The Moon şarkısındaki ; unutulmaz altyapıları yıkan solfeji gibi…
Genel olarak 18-20 yıl arası bandından sonra meyvemsi/çiçeksi aromalarının dengesini/köşeli duruşunu kaybettiği ve fıçıyla bütünleştiği için; gerek isli gerekse aromatik karakterinin yerini fıçının odunsu karakter almaktadır.
O yüzden 20 yıl ve üzeri bazı ekspresyonlarda hayal kırıklığı olmakla birlikte, F/P dengesi beklenilenin altında kalabilmektedir.”Çok yıllanan viski her zaman en iyisidir.” algısı da burada çökmektedir.
Hatta 50 yıllık bazı ekspresyonların F/P yönünden bazı standart ekspresyonların altında kaldığı da görülmektedir.
En son organize ettiğim dikey tadım; bir Glenfiddich Dikey Tadımıydı. Alaçatı’ da gerçekleştirdiğimiz tadımda; Glenfiddich 12-15-18 yanı sıra ; Glenfiddich Snow Phoenix ‘ de açıldı.
Glenfiddich 12; Altın renkli,armut,elma ve vanilya notaları ön planda iken;
Glenfiddich 15 de; Bal,üzüm,kuru meyve tarçın notaları,
Glenfiddich 18 ;Elma,bal,meşe odunu,üzüm pekmez notaları
alınabiliyor…
Snow Phoenix ‘ de ise;Yoğun baharatlı,biraz elma,yoğun kakaolu bitter çikolata ve kadifemsi bir dokunuş hissediliyor.
Ne zaman bir Glenfiddich Dikey tadımı yapsam; Aklıma caz müzik gelir. Dünya’ nın en iyi 3 bas gitaristlerinden olan; Stanley Clarke,Marcus Miller ve Victor Wooten biraraya gelerek Thunder adında bir albüm yaptılar.Bas gitaristin bir ritm enstrümanı olmaktan çıkaran bu albüm, bas gitarla da bir albüm yapabileceğini ve solo bir enstrüman gibi kullanılabildiğini tüm Dünya’ya göstermiş oldular.Dünya’ nın en iyileri de olsalar ; hepsinin de ayrı bir tarzı vardır.Onlar Dünya’ nın zirvesine taşıyan da budur.Albümdeki şarkıları dinledikçe; bir nevi kulak tadımı yapıyorsunuz diyebiliriz.
Bir yerden sonra Marcus Miller ‘ ın artık mekanikleşmiş çalış stiline ; alttan yürüyen ve daha sakin ve duygulu çalan Stanley Clarke ‘ ın altyapı doldurmalarını hatta Victor Wooten’ ın soloyu destekler ritm sololarını idrak edebiliyorsunuz…Tıpkı bir Glenfiddich Dikey Tadımındaki geri dönüş ; burun ve tatma egzersizleri gibi…Aynı markanın ürünü ama birbirinden tamamen farklı farklı tat ve koku profiline sahip viskiler gibi …
Thunder Albümündeki ; En sevdiğim şarkı olan Los Tres Hermanos şarkısını Snow Pheonix ile eşleştirdim diyebilirim…Hikayesi ve damaktan geçişindeki ipeksi baharat dokunuşu beni gerçekten kendine çekti diyebilirim…
İyi dinlemeler ve Slainte…