Türkiye, Kurtuluş Savaşı’nı azim ve başarıyla kazanmış ancak savaştan yorgun ve kaynakları sınırlı ve sanayisi yok denecek kadar az durumda çıkmıştır. Bu durumu aşmanın tek yolu üretim yapmak, kendi kendine yeten bir ülke olmaktan geçmekteydi.
Bunu çok iyi tahlil eden Atatürk, Cumhuriyetin ilk yıllarında sayısız yapılan yatırım ile ülkedeki sanayi devrimini başlattı. Bu devrimin fitilini ateşleyen en önemli kurumlardan birisi de Tekel’in kurulması olmuştur.
Atatürk Orman Çiftliğinde bulunan Tekel (Ankara) Bira Fabrikası, ülkemizdeki artan yabancı içki talebine önlem olarak kurulan ilk ulusal üretim tesisidir.
Prof.Dr.Turgut Yazıcıoğlu; Ankara Viski Üzerine Yapılan Bazı Denemeler Ve Araştırmalar adlı kitabında; ‘’2. Dünya Savaşı sonunda; ülkemizde viski tüketimi artışını gören hükümet, dövizden tasarruf etmek adına, viskinin yurtiçinde yapılmasına ve bu iş için gerekli denemelerin Tekel Genel Müdürlüğü tarafından hemen başlatılmasına karar verir.’’ ifadelerini kullanmıştır.
Bunun üzerine Türkiye’nin ilk ve şimdiye kadarki tek viskisi olan Ankara Viskisinin doğum serüveni, bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ ün talimatıyla kurulan Ankara Bira Fabrikası’ nda başlamıştır.
1964 yılında Tekel Genel Müdürlüğü’ nün aldığı kararla birlikte viskimiz Ankara Viskisi adını almıştır ve daha geniş çaplı olarak satışa başlanmıştır. Aynı yıl, bakırları ve gastronomisiyle ünlü memleketim Gaziantep’ teki bakır ustalarına 1 adet viski damıtma kazanı sipariş edilmiştir.
1957 yılında başlayan ve 2 yıl kadar süren viski denemelerinden elde edilen mahsullere tekrar dönecek olursak; mahsuller dinlendirilerek gerekli olgunluğa ulaştırılmıştır. Yabancı viskilerle mukayeseli çeşni muayenelerine[1] tabi tutulmuş ve en az yabancı benzerlerinin kalitesinde olduğu ve başarılı sonuçlar elde edildiği ortaya çıkmıştır.
2002 yılında ‘’Viski Modernizasyon Ve Kapasite Artışı Projesi‘’ ile Ankara Viskisi için olumlu bir adım atılmıştır. Bu projeyle kesintisiz viski alkolü üretimi, viski olgunlaştırma çalışmaları ilk meyvesini vermiştir. Yıllık üretim kapasitesi 500.000 Litreye çıkartılmıştır. Ayrıca olgunlaştırma için Fransa’dan her biri 500 Litrelik 1.000 adet viski fıçısı ithal edilmiştir.
2004 yılındaki özelleştirmeyle viski tesisi Mey Alkollü içkiler San.Tic.Aş.’ye satılmıştır. Beklenilenin aksine şirket kısa süre sonra viski üretimine son vermiştir. Tesis; hiç kullanılmamış 1.000 adet viski fıçısıyla birlikte satışa çıkarılmıştır.
[1] Degüstasyon,tadım
Fıçılar, Fransa’daki bir viski firmasına, bakır imbikler ve tamamlayıcı ekipmanlar ise Amerika’daki Virginia Damıtım Evi’ne satılmıştır.
Viskinin üretiminde kullanılan tahılların türünün sınırları bir çerçeveyle belirlenmiştir.Viskinin tanımı şu şekilde yapılmaktadır: Tahıl mayşelerinin (Pirinç Hariç) malt enzimleri ve / veya başka doğal enzimlerle şekerlenmeleri, maya ile fermantasyona tabi tutulmaları, daha sonra %94,8 alkol oranına kadar distile edilmesiyle elde edilen distilatın en az 3 yıl ve 700 litreden az hacimli meşe fıçılarda olgunlaştırılması sonucu elde edilen alkollü içkiye viski denilmektedir.
Gıda Kodeksi’nde pirinç viskisi ibaresi bulunmaktadır. Ankara Viskisinin üretiminde en çok % 15 oranında pirinç (kırık pirinç) kullanılmıştır. Bunun sebebi maliyetleri düşürmekten ziyade, pirinç katılan viskilerin tadımlarda daha çok beğenilmesidir. Dünyaca ünlü viski otoritelerinden olan Charles Maclean’ in editörlüğünü yaptığı, World Whisky:A Nation-By-Nation Guide To The Best adlı kitabında Ankara Viskisinin (Tekel Viskisi) maltlanmış arpa mayşesinin yanısıra pirinç mayşesi de içerdiği için teknik olarak viski olarak adlandırılamayacağı ifade edilmiştir.
Üretim prosesine dönecek olursak; üretimde tahıl olarak arpa malt, pirinç ve çavdar kullanılmıştır. Malt ve pirinç mayşeleri ayrı ayrı hazırlanır ve sonra birleştirilip şekerlendirilmiştir. Şekerlenen mayşe ellişerbin litrelik beton depolarda fermantasyona tabi tutulmuştur.Fermantasyon sürecinde Berlin Fermantasyon Enstitüsü’nden seçilen Rasse XII Mayası nın yanı sıra son yıllarda belirli oranda Saccharomyces diastaticus Mayası karıştırılmıştır. Sonucunda %5-6 alkol oranında ham bira elde edilirdi. Ham bira bakır imbiklerde 2 kez damıtılıyordu.
Ankara Viskisi ithal viskilerle hem kimyasal analizlere hem de karşılaştırmalı çeşni muayenelerine tabi tutulduğunu daha önce belirtmiştim. Dilerseniz bu araştırmaların detaylarına birlikte göz atalım.
1969-70 yıllarda üretilen viski harmanlarının kimyasal analizlerine bakıldığında; Ankara Viskilerinin içerisindeki toplam asitler, aldehitler, fuzel yağlar ve ekstratların; İskoç ve Amerikan Viskilerinin kimyasal analizlerine ait bileşenlerinin asgari ve azami sınırları arasında olduğu belgelenmiştir.
Bunun yanı sıra yapılan 4 karşılaştırmalı çeşni muayenesinin 3 tanesinde puanlama yapılmıştır. (2.muayede puanlama yapılmamıştır.)
14.07.1961 tarihinde Ankara Bira Fabrikası’nda yapılmış olan ilk karşılaştırmalı çeşni muayenesinde Ankara Viskisi; İskoç, Kanada ve Amerikan viskileri arasında 68 puanla ikinci olmuştur.
27.06.1963 tarihinde yine Ankara Bira Fabrikası’nda yapılmış olan üçüncü karşılaştırmalı çeşni muayenesinde; İskoç Viskisi 85 puanla birinci, Ankara Viskisi 81 puanla ikinci, Kanada Viskisi 78 puanıyla üçüncü, Amerikan Viskisi 67 puanla altıncı ve son olarak diğer Amerikan Viskisi 64 puanla 8. Olmuştur.
22.05.1968 tarihinde ve Berlin Fermantasyon Enstitüsü’nde yapılan dördüncü karşılaştırmalı çeşni muayenesinde; uzman muayenecilerin çoğunluğu Ankara Viskisi’ne; Kanada, Amerikan ve İskoç Viskilerinden daha yüksek puan vererek, tercihlerini Ankara Viskisi’nden yana kullanmıştır.
Pozitif yönlerinin yanı sıra Ankara Viskisi’ne yapılan ağır eleştriler de bulunmaktaydı. Tabii ki dezavantajları ve yapılan politik hatalar da mevcuttu. Sınırlı miktarlarda üretilen viskilerin ; kamu politikaları sebebiyle ülkenin tüm il ve ilçelerine aynı anda dağıtılması operasyonu, viskilerin yeterince olgunlaşmadan ve istenilen karaktere ulaşmadan tüketicilere sunulmasına sebep olmuştu. Bu da Ankara Viskisi üzerinde kötü bir repütasyon yaratmış oldu.
Öte yandan fıçı üretim bölümünde çalışan usta sayısının az oluşu; ayrıca departmanın hem viski hem şarap için fıçı ürettiği ve hasarlı fıçıları tamir etmekle meşgul olduğu için; fıçı üretiminde kalite ve miktar konusunda da büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bu da doğrudan viskinin olgunlaşmasına ve süresine etki eden bir domino taşı gibi birbirini izleyen problemler silsilesini yaratmış oldu.